Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın konuşmasından bazı satır başları şu şekilde:
"Bu bütçe aynı zamanda Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda hazırladığımız üçüncü bütçemizdir. Ülkemizin, ekonomik ve sosyal alanda elde ettiği tüm kazanımların temelinde, son 23 yılda tesis ettiğimiz siyasi istikrar ve güven iklimi bulunmaktadır.
Bu istikrarı mümkün kılan, bizlere kesintisiz şekilde 24. bütçemizi sunma onurunu yaşatan aziz milletimize şükranlarımızı arz ediyorum.
İstikrarın sürdürüldüğü bir ortamda, vatandaş ve hizmet odaklı bir yaklaşımla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi tam anlamıyla bir istikrar ve refah bütçesidir.
Türkiye son 23 yılda, Cumhurbaşkanımızın dirayetli ve vizyoner liderliğinde, makroekonomik istikrardan kurumsal reformlara, altyapıdan sosyal politikalara kadar pek çok alanda dünyaya örnek olacak bir kalkınma hamlesini başarmıştır.
Bu süre zarfında, Uluslararası Gelişmişlik Sınıflandırmasında alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna kalıcı bir şekilde yükselen Türkiye’yi inşa ettik. Bu sadece ekonomik bir başarı değil, güçlü bir devlet aklının, kararlı bir liderliğin ve milletimizin azminin ortak eseridir.
Yeni bir eşik noktasına gelmiş bulunuyoruz. Türkiye artık, yüksel gelirle ülkeler ligine girmeye hazırlanan bir ülkedir. Bu yürüyüş sadece rakamsal bir geçiş değil, bu yeni aşama niteliksel bir değişimin, yeni bir kalkınma hamlesinin başlangıcıdır.
Bu yeni yolculuk her alanda yüksek standartlara, daha ileri teknolojilere, daha güçlü kurumlara ve daha kapsayıcı bir refaha yönelişin adıdır. Bu yolculuk Türkiye Yüzyılı rotasında büyük bir dönüşüm hamlesidir. Bu kapsamda, 2026 yılı Orta Vadeli Programımızın en kritik yılıdır.
2026 hem attığımız adımların sonuçlarının görünür hale geleceği hem de reformlarımızın meyve vereceği eşik bir yıl olacaktır. Bütçemiz tam da bu anlayışla hazırlanmıştır.
2026 Bütçesi, yapısal dönüşümü hızlandıracak, yüksek gelir hedefini destekleyecek bir anlayışla getirilmiştir. Yeşil ve dijital ekonomiye geçişte teknolojik dönüşümü hızlandıracak adımlar, gıda ve enerjide arz güvenliğini artıracak politikalar ve yeni bir sosyal konut hamlesi başlatmaya yönelik çalışmalar, bütçemizde net bir şekilde karşılık bulmuştur.
Yüksek katma değerli üretim, Ar-Ge ve yenilikçiliğin desteklenmesi, bu bütçede güçlü programlar ve somut kaynaklarla karşılık bulmaktadır.
Bu bütçe yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyerek sürdürülebilir büyümeyi, kapsayıcı kalkınmayı ve refahın toplumun tamamına yayılmasını hedeflemektedir. Toplumun hiçbir kesimini dışarıda bırakmadan, 81 ilimizin, her bir vatandaşımızın ihtiyaçlarını hakkaniyetle gözetmek bu bütçede de temel düsturumuzdur.
2026 yılı bütçesi, emeğin değerini koruyan, sosyal adaleti önceleyen ve çalışma hayatının tüm paydaşlarını destekleyen bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Dış politikada milli hak ve menfaatlerimizi merkeze almaya, Türkiye’nin küresel etkinliğini daha da artırmaya, savunma ve güvenlik alanında caydırıcı kapasitemizi geliştirmeye kararlılıkla devam ettireceğiz.
NATO Zirvesinden BM Taraflar Konferansı COP-31’e, Türk Devletleri Zirvesinden Antalya Diplomasi Forumuna, 2026 yılı ülkemizde tam anlamıyla bir Zirveler Yılı olacaktır. Bu zirveler daha güvenli, adaletli, sürdürülebilir ve barış eksenli bir dünya vizyonumuzu paylaşmanın da vesilesi olacaktır.
Türkiye’nin istikrarını pekiştiren, kalkınma vizyonunu güçlendiren ve milletimizin huzur ile refahını kalıcı biçimde yükselten politikaları aynı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.
2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimizi, bugüne kadar elde ettiğimiz tüm kazanımları daha ileriye taşımak amacıyla Yüce Meclisimizin takdirine arz ediyoruz.
Dünya tarihi bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Ekonomiden ticarete, teknolojiden jeopolitiğe kadar her alan köklü bir değişim süreci yaşıyor. Bununla birlikte dünya ekonomisinin ağırlık merkezi hızla değişiyor.
G7 ülkelerinin küresel ekonomi içindeki ağırlığı son 20 yılda belirgin şekilde düşerken, gelişmekte olan ülkelerin payı artmaktadır. Özellikle Asya-Pasifik bölgesi dünya ekonomisinin yeni itici gücü haline gelmiştir. Bu büyük güç kayması jeopolitik alanda da yeni bir gerilim hattı oluşturmaktadır.
Ekonomik rekabet, jeostratejik rekabete, jeostratejik rekabet ise teknoloji odaklı yeni bir güç mücadelesine dönüşmektedir. Bu yeni gerilim hattı kısa sürede ortadan kalkmayacaktır. Küresel ekonomi, uzun süre ekonomik belirsizlik, teknolojik yenilik ve jeopolitik gerilim baskısı altında kendisine yön çizmeye çalışacaktır.
Bize de düşen görev açıktır. Dünyanın yeni siyasi, ekonomik ve teknolojik şartlarına göre kendimizi hazırlamak, politikalarımızı bu şartları dikkate alarak güncellemek. Güçlü liderlik ve istikrarlı yönetim yapımız, Türkiye Cumhuriyeti olarak bu küresel dönüşümü doğru bir şekilde okuduğumuzu göstermektedir ve bu yol haritamızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.
Dünyanın bu yeni şartlarında 2026 yılı bütçemiz, güven ve istikrarı pekiştiren, ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artıran temel politika araçlarından biri olarak çıkmaktadır.
2025 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyrinde yüksek faiz ortamı, zayıf yatırım iştahı ve artan politika belirsizlikleri sınırlayıcı etki yapmıştır. Küresel enflasyonda gerileme gözlenmekle birlikte henüz arzu edilen seviyelere gelinememiştir. Korumacılık eğilimindeki artış ile Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’daki çatışmalar gibi jeopolitik gerilimler enerji ve gıda arzı ile ticaret kanalı üzerinden küresel büyüme üzerinde baskı yaratmıştır.
Küresel enflasyon görünümüne baktığımızda 2023 yılında baz etkisiyle emtia fiyatlarındaki ılımlı seyrin katkısıyla küresel enflasyonda belirgin bir düşüş kaydedilmiştir. Buna karşılık 2024 yılında iş gücü piyasalarındaki sıkılık, ücret artışlarının hizmet maaliyetlerini yukarı çekmesi, küresel enflasyonu katı tutmuş, emtia fiyatlarındaki gerilemeye rağmen enflasyon hedeflenen düzeylerin üzerinde kalarak yüzde 5.8 olarak gerçekleşmiştir.
IMF tahminine göre 2025’te küresel enflasyonun yüzde 4.2’ye, 2026 yılında ise yüzde 3.7’ye gerilemesi beklenmektedir. Sonuç olarak 2026 yılına ilişkin küresel görünüme dair belirsizlikler devam etmekle birlikte özellikle ticaret ortaklarımızda görece daha güçlü büyümenin öne çıkması ve artan enflasyonist baskılayarak rağmen para politikalarında normalleşme adımlarıyla finansman koşullarının daha destekleyici bir yapıya kavuşması beklenmektedir.
2026 yılında dış koşulların bir önceki yıla göre daha destekleyici görünüm sergileyeceğini, dezenflasyon sürecimize ve aynı zamanda yatırım, istihdam, üretim ve ihracat hedeflerimize nispi olarak daha fazla katkı sağlayacağını değerlendirmekteyiz.
2024 yılı boyunca küresel ölçekte dezenflasyon odaklı parasal sıkılaşmanın, dış talepte yol açtığı zayıflayama ve jeopolitik gerilimlere rağmen Türkiye ekonomisi ılımlı ancak istikrarlı bir büyüme performansı sergilemiştir.
Fiyat istikrarını önceleyen politika çerçevesiyle uyumlu bir patikada 2024 yılı yüzde 3.3’lük büyüme ile tamamlanmıştır. 2024 yılında kişi başı milli gelirimiz 15 bin doları aşmıştır. 2025 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla Gayrisafi Yurt İçi Hasılanın dolar cinsinden yıllıklandırılmış büyüklüğü 1 trilyon 538 milyar dolar düzeyine yükselmiştir. Aynı dönemde yıllıklandırılmış kişi başı milli gelirin ise yaklaşık 17 bin dolara çıktığı görülmektedir. Kişi başına gelirde yıl sonu tahminimiz ise 17 bin 748 dolardır.
Ülkemizin küresel ekonomi ile bütünleşmesi ve gelişmiş ekonomilere yakınsama iradesi kararlılıkla sürdürülmektedir. 2024 yılı itibarıyla nominal dolar bazında Türkiye 17. büyük ekonomi, satın alma gücü paritesinde ise 12. büyük ekonomi durumundadır. 2025 yılına ilişkin tahminlerin gerçekleşmesi halinde nominal bazında Türkiye ekonomisi dünyanın 16., satın alma gücü paritesine göre ise 11. büyük ekonomisi olacaktır. Böylece Avrupa’da, özellikle İtalya’nın ekonomik hacmini geçerek Avrupa’nın 4. büyük ekonomisi olmayı bekliyoruz.
Küresel ve bölgesel olumsuz konjonktüre rağmen, siyasi istikrar ortamı ve öngörülebilir politikalar çerçevesinde büyüme performansımız 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Enflasyon ile mücadele ettiğimiz bir dönemde istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmemiz son derece kıymetlidir. 2025 yılının üçüncü çeyrek büyümesi ile ekonomimizde dengeli büyüme kompozisyonu korunmuştur."
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 Kongrem Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.