Reklam
Tarih : 2025-12-02 15:53:40

Erdoğan: Yargıya siyasallaştı ithamında bulunanlar, bizzat kendileri siyasallaştırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şu şekilde:

"Kura törenimizin ülkemiz, milletimiz ve adalet teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Eğitim ve staj dönemlerini başarıyla tamamlayarak bugün mesleklerine ilk adımı atmaya hazırlanan 712 hakim, 492 cumhuriyet savcısı, 147 idari hakim kardeşimizi tebrik ediyor adalet yolundaki mesailerinde kendilerine kolaylıklar, üstün muvaffakiyetler diliyorum.

Hali hazırda ülkemiz genelinde 2 bin 415’i idari yargıda olmak üzere toplam 25 bin 449 hakim ve cumhuriyet savcısı görev yapıyor. 25 bini aşkın hakim ve cumhuriyet savcımızın 9 bin 812’sini kadın yargı mensuplarımızın teşkil etmesini ayrıca önemli buluyorum.

28 ve 18. dönemde dereceye giren 8 genç arkadaşımızdan 5’inin kadın olması ayrıca takdire şayan ve memnuniyet vericidir.

Türkiye kadınları hayatın dışına iten demokrasi ayıplarından kurtuldukça çok farklı bir atmosfer yakaladı. Kıyafet yasakları olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, kasınlar kamu bürokrasisinde daha fazla yer almaya, daha görünür olmaya başladılar.

Ancak bazı çevrelerin bu değişime ayak uyduramadığını görüyoruz. Başörtülü yargı mensuplarımız konusunda edep ve ahlak sınırlarını aşan hazımsızlıklara zaman zaman hepimiz şahit oluyoruz. Akıl, vicdan ve hukukla bağdaşmayan bu tepkileri sadece derin bir teessüf ve taaccüple takip ettiğimizin bilinmesini isterim.

Türkiye artık bunları geride bırakmıştır, geride bırakmak zorundadır. Belki biraz zaman alacak, biraz hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit bir şekilde uygulandığı yeni Türkiye’yi herkes kabullenecektir.

 Bilhassa kadınların, kamu-özel ayrımı olmadan hayatın farklı alanlarında onurluca yer almalarına herkes alışacak.

Sevgili genç kardeşlerim, birazdan çekilecek kuralar neticesinde vazifelerinize başlayacak, memleketin her bir köşesinde adalet neferi olarak görev yapacaksınız. Maaşını alıp, köşesine çekilen, mesaisi bitince arabasına binip evine dönen biri olarak değil, adalet için, adaletin tecellisi için vicdanı, aklı ve kalbi hür birer vatan evladı olarak fedakarca çalışacaksınız.

Talip olduğunuz sorumluluğu layıkıyla ifade etmenin, çok çalışmaktan, vicdanlı ve sağduyulu davranmaktan, basiret ve feraset sahibi olmaktan geçiyor. Önünüze gelecek her dosyanın içinde en az bir insanın hikayesi, bir insanın istikbali, umudu, hayalleri ve kaderi olduğunu unutmayın.

Adalet, devlet ve toplum düzenimizin mihveridir. Varlığı en yüksek fazilet, yokluğu ise toplum için felakettir. İnancımızın da bir gereği olarak mülk Allah’ındır diyor, adaleti de mülkün temeli olarak kabul ediyoruz.

Adalet mülkün temeli olduğu gibi dostluğun, kardeşliğin, barış ve huzurun da güvencesidir. Milletimizi asırlardır maruz kaldığı tehdit ve saldırılardan koruyan en güçlü kalkan adalete verdiği önemdir.

Ülkeyi yürütme sorumluluğunu omuzlandığımızda, Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Bu sözümüzün arkasında durduk. Geride bıraktığımız 23 yıl boyunca, en büyük yatırımları bu alanlarda yaptık. En büyük reformları yine bu alanlarda hayata geçirdik.

Adil ve etkin işleyen, toplumun bütün fertlerine yön veren bir yargı sistemi için reform irademizi ilk günden beri daima canlı tuttuk. Reform çalışmalarını toplumsal talep ve ihtiyaçlar temelinde yenilediğimiz Stratejik Belgeleri ve Eylem Planlarıyla takvime dayalı, süreli hedefler haline getirdik.

Bir yandan adalet teşkilatımızın personel yapısını güçlendirirken diğer yandan yeni mahkemeler ihdas ettik. Göreve geldiğimizde 26 bin 274 olan adalet personeli sayımız yüzde 262 artışla bugün 95 bin 224’e çıktı.

Müstakil Adliye Binalarımızın sayısı 78’den 391’e yükseldi. 2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız birazdan çekeceğimiz kuralarla birlikte 26 bin 803’e ulaşacak. Adli yargıda faaliyet gösteren mahkemelerimizin sayısını 3 bin 581’den 8 bin 681’e, idari yargıdaki sayıyı ise 16’dan 239’a çıkardık.

Sadece son 2,5 yılda adli ve idari yargıda 3 bin 474 mahkeme ve istinaf dairesi kurduk. Yargıda dosyaların kapatılma süresini kısalttık. Bu alanda pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktık. Artık hem adli hem de idari yargı mahkemelerimiz, davaları çok hızlı bir şekilde çözüme ulaştırıyor.

Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu Raporlarına göre, ülkemizde idari yargı mahkemelerinde ortalama dosya görülme süresi 168 gündür. Bu süre Fransa’da 314, Almanya’da 318, İtalya’da ise 574 gündür.

Bölge idare mahkemelerinde dosya görülme süresi, ülkemizde 136 gün iken, İspanya’da 325, Fransa’da 329, Almanya’da ise 460 gündür. Türkiye bu aşamaya büyük bir özveriyle gelmiştir. Bu olumlu tabloya rağmen önümüzde uzun bir yol var.

Hakim ve savcılarımızın bugün toplumsal algıda tuttukları yer, onları adaletin merkezi figürü haline getirmiştir. Bu oldukça büyük ve ağrı bir sorumluluk demektir. Bu mesuliyeti hakkıyla taşımanın yegane formülü adalet menziline, aklın rehberliğinde, vicdanın nezaretinde yürümektir.

Devleti ve toplumsal düzeni korumak, adaleti tesis etmekle mümkündür. Bekası için üzerine titrediğimiz hasletler, adil devlettir, güçlü millettir, özgür bireydir. İstikbalimizden emin olmak istiyorsak hep beraber bunları korumak ve güçlendirmek mecburiyetindeyiz.

Yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine siyaset kurumu ve medya dahil herkesin saygı duyması gerekiyor. İşini doğrulukla ve dürüstlükle yapan, anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle yapan yargı mensuplarımıza destek olmalıyız.

Ancak ve sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükuneti zafiyet olarak algılanmamalı, bunu hiç kimse istismar etmemelidir. Bu konuda yeterince özenli davranılmıyor. Özellikle son aylarda yargı mensuplarımızı hedef alan, hatta çoğu zaman tehdide varan sorumsuz bir üslubun siyasete hakim olduğu görülüyor.

Hukukun temel prensiplerinden biri şudur; rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma gibi nitelikli suçların işlendiğine dair yeterli suç şüphesine ulaşan savcılık makamı için kamu davası açmak bir tercih değil yasal bir mecburiyettir.

Yargıya siyasallaştı ithamında bulunanlar aslında çirkin üsluplarıyla yargı mensuplarımızı tartışmanın içine çekerek yargıyı bizzat kendileri siyasallaştırıyor. Bunu son derece tehlikeli buluyorum. Hukuk devletini korumak ve adalet idealini yaşatmak sadece yargı mensupları ve hukuk inanlarının değil siyasetçi ve gazetecisiyle hepimiz müşterek görevidir.

Hukukun önünde herkes eşittir."

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 Kongrem Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.